Neyi nerde aradığımızı bilmeden… Huzur Aramak
İnanılmaz bir hızla gelişen teknoloji, hayatı kolaylaştırmak adına her gün yeni buluşlar sürüyor piyasaya. 70’li yıllarda Türkiye’nin birçok köyünde elektrik yokken ve milyonlarca insanımız ancak 90’lı yılların başlarında telefonla tanışmışken şimdi en ücra yerlerde bile her bireyin elinde en az bir cep telefonu var ve akıllı telefonlara yüklenen binlerce uygulama aracılığıyla internet üzerinden yapamayacağımız şey yok gibi. Genel çizgisiyle insanlığın hayat standardı ve refah seviyesi eskiyle kıyaslanmayacak ölçüde yükseliyor, tüketim kalemleri ve konforu aynı hızla artıyor.
Huzur bulamak ümidiyle mi koşuyoruz bu geçici zevkler peşinden? Temel bir ihtiyaç olan huzur arayışından vazgeçilemeyeceğini bilen bazı sivri zekâlar, her gün değişik bir hayat tarzı, yeni bir anlayış, ideoloji yahut yeni ürünler pazarlıyorlar bizlere. Oltanın ucundaki yalancı yeme benzeyen bu tür huzur önerilerin aslında huzursuzluk getirdiği ancak iş işten geçtikten sonra anlaşılabiliyor. Hep daha rahat, daha mutlu ve huzurlu bir hayat umuduyla sarılıyoruz yeniliklere. Fakat gelişmiş, kalkınmış, gelir seviyesi yüksek modern toplumların mutlu ve huzurlu olmadığı aşikârdır. Böyle toplumlarda refah ve konforun artışına paralel bir tarzda depresyonların, intiharların, içki ve uyuşturucu bağımlılığının da arttığı açıkça gözlenebiliyor. Huzur ve mutluluğu kat, yat, kariyer, makam ve büyük servetlerde arayanlar sonunda mutlaka bir de özel “psikiyatrist” bulmak zorunda kalıyor kendilerine.
Huzursuzum, sıkıntılıyım, dardayım, mutsuzum der kıvranıp dururuz. Huzurun ne olduğunu ve nerede arayacağımızı bilmeden onu arar dururuz hayatımız boyunca. Huzurun ne olduğunu gerçekten bilseydik nerede arayacağımızı da bilirdik! Aslında huzurun ne olduğunu ve hayatın amacını bilmemek bizi huzursuz ve mutsuz bir yaşama sürüklüyor. “Huzur nedir, nerededir?” arayışı bir insan için öyle “gülelim eğlenelim” cinsinden basit, seviyesiz bir mutluluk talebi değil, bir sorumluluktur. Huzuru bulma ve etrafımıza huzur yayma sorumluluğumuz vardır hayatta. Bizi yaratan Yüce Allah bize huzurun ve mutluluğun formülünü de vermiş, ama biz bunu anlamaya pek yanaşmıyoruz. Kutsal Kitaplar bize yaşam amacını anlatıyor. Huzurlu bir hayatın başlangıcı “ben kimim” sorusuna cevap bulmakla başlar. Kim olduğumuzu bilmek, nerden gelip nereye gittiğimizi anlamak huzurlu bir hayata atılan ilk adımlardır. “Neden yaratıldım” ve “beni yaratan, kendim için ne yapmamı istiyor” gibi sorulara cevap bulmak huzuru bulmaktır.
Huzur, ancak Allah’ın huzurunda olmakla kazanılabilen bir imanlı vasfıdır. Allah’a inandığımızı iddiasındaysak eğer, gerçek huzuru bilmek, onu doğru adreste aramak, bulmak ve o hali kuşanmak zorundayız.
Kur’an-ı Kerim’de “Onlar inanan ve Allâh’ı anmakla gönülleri huzur bulan kimselerdir. İyi bilin ki gönüller, ancak Allâh’ı anmakla huzur bulur.” (13/RA’D-28 -Süleyman Ateş) buyurularak bu hakikate işaret edilir. Kalplerin başka bir şeyle değil, ancak Allah’ı anmakla yatışacağını, tatmin olacağını, huzur bulacağını ve sükûnete ereceğini kesin bir ifade ile anlatmaktadır ayeti kerime. Gönüller yalnız Allah’ın zikriyle tatmin bulur. Allah’ı zikretmek, Allah’ı anmak Allah’ı anlamaktır! Allah’ı anlamak insanın her yerde ve her zaman Allah’ı hatırda tutup O’nun rızasına uygun davranmasındadır. Buradan da anlaşılacağı üzere zikir dil ile yapılan tesbihattan, Allah’ın esma ve sıfatlarını telaffuz etmekten ibaret değildir. Allah’ı zikretmek O’nu tanımak, O’nu anlamak ve O’na itaat etmektir.
Kendini anlamak, huzura kavuşmak isteyen her kişi Kur’an-ı Kerimi anlayarak, anlamaya çalışarak okumalı. Kur’an-ı Kerim her zaman elimizin altında olmalı. Her sıkıştığımızda O’na koşmalıyız. O’nu rehber olarak kabullenmeliyiz. Sıkıntılarımızda refaha kavuşamıyorsak hep bu eksik okuyuşumuz yüzünden. ”İnsanın İÇ ACILARININ toplamı, Rabbinden uzaklığı kadardır.” Bizi bizden fazla seven şefkatli Rabbimize niçin bu kadar uzak kalmayı seçiyoruz? Allah’ı tanımak, bilmek isteyen, huzura kavuşmak isteyen her kişi Kur’an anlayarak okumalı ve okuduğunu uygulamalıdır…
“Neyi nerde aradığımızı bilmeden… Huzur Aramak” başlıklı bu yazıyı okuduğunuz için teşekkür ederiz! Bu yazı üç bölümden oluşmaktadır. İkinci bölüm olan “Kur’an-ı Kerimin indiriliş sebepleri” ve son bölüm olan “Kur’an-ı Kerimle İlgili Birkaç Soru” başlıklı yazılarımızı okudunuz mu?